Anestezikler


Anestezikler, Trankilizanlar, Analjezikler ve Nöromüsküler Blokan Ajanlar

 

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, hayvanlara yapılan girişimler ağrı veya endişeye neden olur. Bu nedenle deney sonucunu etkilemeyecek uygun anestezik, analjezik veya trankilizan ajanların kullanımı gerekmektedir.

A. ANESTEZİKLER

Laboratuvar hayvanlarının anestezisi, hayvanları insanca tutabilmeyi ve makul ölçüde kas gevşemesini sağlamaya yardım eder. Böylece girişimler, kolaylıkla ve daha önemlisi hayvanın önceden bildiği ağrısını önlemek için analjeziyle yapılır. Hangi anestezi metodunun seçileceği ve hayvana dikkatli ve deneyimli muamele önemlidir. Hayvanın alındığı odadan girişim odasına taşınmasında korku ve stres de düşünülmelidir. Hayvan girişim sonrası yaşayacaksa fizyolojik olarak normale veya anormal olarak tanımlanan duruma olabildiğince hızlı dönmesi gereklidir. Bu bilimsel amaç, yetersiz anestezi bilgisiyle sekteye uğrar. Ağrı, korku ve ızdırap kontrol edilemeyen değişkenler olabilir. Normal koşullarda 24-48 saat yemeyen veya içmeyen veya ciddi hipotermisi, solunumsal asidozu veya hipoksisi olan bir hayvan, iyi bir hayvan modeli olarak düşünülmemelidir.
Anestezi 2 gruba ayrılabilir:
  1. Lokal Anestezi
  2. Genel Anestezi
1. Lokal Anestezikler

Lokal anestezi vücudun sınırlı bir alanda duyu kaybıdır. Noniseptif afferent liflerde iletimi engelleyen maddelerin kullanımını gerektirir. Noksiyus uyarılarla periferden impuls ileten lifler genellikle noksiyus olmayan uyarıları taşıyan liflere göre daha incedir, daha düşük dozdaki maddeyle engellenir. Uygun konsantrasyon ve miktarda verme ağrıyı olabildiğince seçici engeller; diğer duyular bozulmadan kalır.
Lidokainin insizyon yerine lokal infüzyonu gerekli genel anestezik miktarını azaltabilir. Örneğin dikiş boyunca lidokain jelinin sürülmesi deney hayvanlarında ağrıyı oldukça rahatlatacaktır.
Lokal anestezi çok büyük türlerde oldukça faydalıdır (ör, atlarda, kedilerde), hayvan ayakta dururken yapılması gereken girişimlerde uygundur. Daha küçük laboratuvar hayvanlarında kullanım endikasyonları çok azdır. Lokal anesteziklerin hayvanlara aseptik teknikle verilmesi deneyim ve yetenek gerektirir. Lokal anestezikleri injekte etmeden önce ilaçlarla hayvanı sakinleştirmek hemen hemen daima gereklidir. Lokal anestezik enjeksiyonuna göre operatif girişimin ağrısı daha fazla değilse lokal anestezik kullanılmayabilir.Lokal anestezik ajanların ekserisi piyasada mevcuttur ve deneylerin çoğunda değerli olabilir. İki önemli lokal anestezik yaygın olarak kullanılır: prokain (novokain) ve lidokain (ksilokain). Lokal anestezikler birçok teknikle verilebilir: deri altına enjeksiyon (infiltrasyon blokajı), insizyondan uzak yumuşak dokulara enjeksiyon (alan blokajı) veya doğrudan doğruya sinir gövdesinin kılıfına komşu enjeksiyon (iletim bloğu). Bölgesel veya spinal anestezi, vertebral kanala ya epidural olarak ya da subaraknoid mesafeye bazı lokal anestezikler enjekte edilerek yapılır. Sistemik toksiteden sakınmak için lokal anestezikler daima kan damarlarına enjekte edilmemelidir.
Lokal anesteziklerin güvenli ve uygun kullanımı hayvanın ağırlığıyla, kullanılan özgün ilaçla, konsantrasyonu ve uygulama tekniğiyle değişir. İnfiltrasyon bloğunda bu ilaçlar deri altına injekte edildiği zaman küçük bir şişlik olur. Uygun anestezini görülmesi için yaklaşık 5 dakika gereklidir. Anestezi süresi genellikle 30 dakikayı aşmaması nedeniyle uzun süreli girişimlerde lokal anestezikler kullanılmaz.

2. Genel Anestezi

Laboratuvarda sıkça karşılaşılan türlerde yaygın olarak kullanılır.
Tanım: Kontrol edilebilir bir tarzda ilaçla meydana gelen tüm duyunun algılanmasını ortadan kaldıran maddelerdir.
Klasik olarak 3 komponente sahip görülür:
  • Ağrı duyusunun ortadan kalkması (analjezi),
  • Bilinçsizlik veya hafıza kaybı(amnezi),
  • Kas gevşemesi veya immobilizasyon.
Buna göre ağrısız olarak uygulama yapmak için anestezik madde, bilinç kaybı, analjezi ve kas gevşemesini sağlar. Bu üçlü yanıt tek bir maddeyle veya bugünlerde yaygın olarak kullanılan birden fazla maddenin birleştirilmesiyle başarılabilir. Anestezinin basit bir durum olmadığını algılamak gereklidir. Hayvanın fizyolojisinde belirgin etkilere sahiptir zira santral sinir sistemini etkilediği gibi vücudun diğer kısımlarını da özgün olarak etkilemektedir. Böylece anestezi araştırma hayvanlarında ağrıyı veya huzursuzluğu ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle anestezi altındaki hayvanın fizyolojisini bilmek ve izlemek önemlidir.

Sınıflandırma

A.ENJEKTE EDİLENLER

Uygulanması için alet gereksinimi olmadığı için farklı bir ayrıcalığa sahiptir. Kullanımı çok basittir. Ajanların seçimi hayvanın tipi ve girişimin yapısıyla belirlenir. Verilme yolu hayvanın büyüklüğüyle ve yüzeysel venlerin kolay bulunabilmesiyle saptanır. Bazı türlerde intravenözden başka parenteral yollar kullanılır. Bazı durumlarda maddeler cerrahi anestezi duruma getirmek için yeterli miktarı verme amacıyla bolus olarak verilir. Özel türlerde belirli maddenin doz gereksinimini saptamada hayvanın gerçek ağırlığı bilinmelidir.
  • Bu ajanların etkileri kolaylıkla geri döndürülemez.
  • Anestezik etkiyi sonlandırmak için ilaç metabolize olmalı, itrah edilmeli veya başka bir ilaçla ortadan kaldırılmalıdır.
1. Barbütiratlar

Zayıf analjezik etkiye sahip olup düşük dozlarda hiperaljezi yaparlar.

Pentobarbiton (Pentobarbital) İntravenöz (iv) veya intraperitoneal (ip) olarak laboratuvar hayvanlarında çok yaygın olarak kullanılır. Anestezinin cerrahî evresini elde etmek için gerekli doza yakın dozlarda solunum ve kardiyovasküler depresyon yapabilir. Sıklıkla ölüme neden olur. Bu durumdan kurtulmak için pentobarbital aşağıdaki tarzda intravenöz olarak verilmelidir. Kg başına mg olarak verilecek doz hesaplanmalı, bu volüm şırıngaya çekilmelidir. Bazal narkozu sağlamak için hızlı iv enjeksiyonuyla dozun yarısı verilmeli, sonra cerrahi anestezisi oluncaya kadar ilave miktar yavaş olarak enjekte edilmelidir. Abbott firmasına ait Nembutal Sodyum adıyla yurt dışında bulunmaktadır. 5ampul x 2cc'lik ambalajda olup her cc'de 50 mg sodyum pentobarbital vardır. Sigma firmasından toz halinde elde edilebilir.

Tiyopenton İntravenöz enjeksiyonu takiben hızlı ve düzgün anestezi yapar. Kısa etki süresine sahiptir. Hesaplanan dozun yarısı süratle kalanı yavaş olarak iv verilmelidir. Perivasküler enjeksiyon oldukça irritasyon yapar. Piyasada Pentotal olarak bulunmaktadır.

Metoheksiton İntravenöz verilebildiğinde tiyopentondan daha kısa sürede etki gösterdiği gibi daha güçlüdür. Anestezi 2-5 dakika sürer.

İnactin Uzun süreli etkiye sahip olup bir tiyobarbütirattır. Sıçanlarda ip uygulaması uzun süren, düzgün bir anesteziye neden olur. Yurt içi alım söz konusu olmadığı gibi pahalı bir preparattır.

2. Disosiyatif Anestezikler

Ketamin
Birçok kemirgende ketamin zayıf anestezik ve analjeziktir. İntramüsküler (im), iv ve ip yoluyla verilebilir. Tek başına kullanıldığı zaman kas rijiditesi görülür. Bunu engellemek için daima ksilazin veya diazepam gibi sedatiflerle birlikte verilmesi gereklidir. Ketamin-asepromazin; ketamin-ksilazin; ketamin-diazepam gibi. Cerrahi müdahaleye bağlı olmaksızın spontan hareketlere neden olur. Cerrahi dozunda kemirgenlerde solunum depresyonu yapabilir. Ketamin-ksilazin, ketamin-diazepam kombinasyonları koyun, domuz, kedi, köpek, tavşan ve hamsterda cerrahi anestezi için uygundur ve yaygın olarak kullanılır. Ketamin aşırı miktarda bronşiyal sekresyon yapması nedeniyle premedikasyon olarak atropin kullanılmalıdır.

Ticari ismi Ketalar (50mg/ mL) olup 10 mL'lik şişede bulunur.

3. Steroid Anestezikler

Alfaksalon / alfadolon
İntravenöz verilince rahat anestezi oluşturur. Koyun, domuz, kedi ve kemirgenlerde güvenli ve kararlı anestezi sağlar. Büyük hayvanlarda verilecek miktar arttığından ekonomik nedenle kullanılmamaktadır. İntramüsküler veya ip verilmesi değişik etkilere neden olur. Köpeklerde histamin salınımına neden olması nedeniyle köpeklerde önerilmez. Barbütiratlarla kullanılmaz.

Ticari ismi Saffan, Glaxovet'tir.

4. Nöroleptanaljezikler

Fentanil-droperidol, fentanil/fluanizon, etorfin/asepromazin
Nöroleptanaljezik kombinasyon belirgin analjezi yapar; iv, ip ve im verilebilir. Etki naloksonla geri döndürülebilir. Güçlü narkotik analjezik (ör.fentanil ve etorfin) ve sedatif/ trankilizan (ör.asepromazin veya fluanizon) bir aradadır. Droperidolun sedatif etki süresi fentanilin analjezik etki süresinden (yaklaşık 15 dakika) daha uzun sürer. Bu nedenle ağrılı uyarı kısa olduğu girişimlerde bu ikili kullanılır. Atropinin preanestezik dozu önerilir. İnnovar-Vet, fentanil (0.4mg/mL) ve droperidol (20mg/mL) içeren ticari olarak bulunabilen bir preparattır. İnsanlarda kullanılan İnnovarın içindekiler daha yüksek konsantrasyondadır. Fentanil/fluanizon Hipnorm adıyla etorfin/asepromazin İmmobilon LA adıyla yurt dışında bulunmaktadır.


5. Diğer Anestezik Ajanlar

Kloral Hidrat
Kemirgenlerden başka türlerde kullanılmamalıdır. Kemirgenlerde anestezinin cerrahi evresi için ip dozu 300-400 mg/kg'dır. Literatürde bildirilen daha düşük dozlar (30-35 mg/kg) hipnotik dozlardır ve cerrahi girişim için uygun değildir. Sıçanda adinamik ileusa neden olduğu bildirilmiştir. İleus, barsakta gaz ve sıvıların birikmesidir. Daha düşük konsantrasyonda (%3-4'lük solüsyonda) bu komplikasyona daha nadir rastlanır.


Alfa-Kloraloz
Genel kullanım amaçlı özellikle survival cerrahi girişimlerde önerilmez. Zira indüksiyon zamanı uzun, uygunsuz hazırlanmışsa analjezik özelliklerin kaybı ve toparlanma süresinin uzaması söz konusudur. Fizyolojik karışıklığın en az olması istenen deneylerde kloraloz önemlidir. Survival cerrahide kullanılması kesinlikle gerekiyorsa ameliyat sonrası bakım yoğun olmalıdır; hayvan bilincine kavuşuncaya kadar hayvan gözlenmeli, hipostatik konjesyonu önlemek için hayvan bir yandan diğer yana çevrilmelidir. Hipotermiyi önlemek için örtülmelidir. Elektrikle ısıtmada dikkatle izlenmelidir. Dehidratasyonu önlemek için parenteral sıvı gerekli olabilir. Köpek için dozu 100 mg/kg iv; kedi için 80 mg/kg iv'dir.


Üretan
Mutajenik ve karsinojeniktir. Bu ilacın verilmesinden sonra fare, sıçan ve tavşanlarda yüksek insidansta akciğer tümörü gelişir. Üretana maruz kalan laboratuvar çalışanları için bu anestezik madde önemli riske neden olur. Alternatif ajan kullanılabilecekse uretan kullanılmamalıdır. Uzun süren (8-10 saat) anestezi oluşturur. Kobay için dozu 1500 mg / kg ip, sıçan için 780 mg / kg ip'dir.


B.İNHALAN ANESTEZİKLER

Metoksifluran, halotan ve izoflurandır. İnhalan maddeler anestezinin oluşturulması ve devamı için veya injektabl indüksiyonundan sonra anestezinin devamlılığı için kullanılabilir. Bu maddelerin bilinen konsantrasyonda kesin verilebilmesi için karmaşık ve pahalı aletlere gereksinim vardır. Fakat metoksifloran göreceli olarak basit bir aletle verilebilir. Bazı volatil anestezik maddelere personelin düşük konsantrasyonda kronik olarak maruz kalmasıyla bazı organlarda hasarlar görülür. Bu nedenle bu maddelerin kullanıldığı alanların iyi havalandırılması önerilir. İnhalasyon anesteziklerin temel avantajları:
  • Bu ajanların etkileri kolaylıkla geri döndürülebilir.
  • Deney sonuçlarını etkilemesi en az düzeydedir.
  • Anestezinin derinliği kolaylıkla değiştirilebilir.
  • Verilme sürekli olmadığı zaman, ajan hayvanın ekspirasyonuyla uzaklaştırılır.
Birçok inhalan anestezik aletler küçük laboratuvar hayvanlarının gereksinimlerine göre yapılmamıştır; bu nedenle küçük laboratuvar hayvanlarında injektabl maddeler daha yaygın kullanılmaktadır.
Eter
Aşırı derecede yanıcı ve patlayıcı olması ve hoşnut edici alternatif inhalasyon anesteziklerin (ör, halotan,metoksifluran) elde edilebilmesinden dolayı anestezik ajan olarak eterin kullanımı gözü korkutur. Hayvan odalarında çeker ocak bulunmuyorsa bu odalarda eter kullanılmaz. Ötanazik ajan olarak eterin kullanımı da yasaktır zira ölü depolanması için patlayıcı geçirmeyen uygun buzdolapları yoktur; etere doymuş cesetler yakıldığı zaman potansiyel olarak ciddi tehlike oluştururlar.


PREANESTEZİK MEDİKASYON

Anestezik madde verilmeden önce gerekli anestezik dozu azaltan veya anestezi veya cerrahinin istenmeyen bazı etkilerini önlemek için diğer gruba ait ilaçlar verilebilir. Preanestezik medikasyon şu amaçla verilir:
  1. Korku ve endişeyi azaltmak,
  2. Verilecek toplam anestezik dozu azaltmak,
  3. Daha rahat indüksiyon
  4. Anesteziden daha rahat çıkmayı sağlamak,
  5. Analjezi sağlamak,
  6. Bronşiyal ve tükrük sekresyonunu azaltmak,
  7. Vazovagal refleksi bloke etmek.
1. Trankilizan Ve Sedatifler

    a- Fenotiazinler: Asepromazin ( veya asetilpromazin), klorpromazin, promazin

Sedasyon ameliyat sonrası da devam ettiği için anesteziden çıkışı rahatlatır. Analjezik etkiye sahip değildir fakat opiatların etkisini güçlendirir. Asetilpromazin gibi trankilizanlar hayvanları sakinleştirir ve tutulmasını kolaylaştırır.
Klorpromazin, piyasada Largactil olarak bulunur (25 mg/ 5 mL), im veya iv kullanılır.

    b- Butirofenonlar: Droperidol, azaperon, fluanizon

Etkileri fenotiazinlere benzer fakat daha güçlüdür. Nöroleptanaljezik kombinasyonu yapmada yaygın kullanılan bir preparattır.

    c- Benzodiazepinler: Diazepam

Trankilizan ve sedasyon etkisi güçlü olup yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. İnsanlardan farklı olarak uyku verme etkisi minimaldir. Hiperaljezi oluşturduğundan post operatif sedasyon için kullanılmaz.

    d- Alfa-2 adrenerjik agonist trankilizanlar: Ksilazin

Ksilazin sedatif ve analjezik etkili santral olarak etki eden ?2- adrenerjik reseptör agonistidir. Ksilazin gibi sedatifler santral sinir sistemini deprese eder. Cerrahi anestezi yapmak için ketaminle birlikte yaygın olarak kullanılır. Belirgin bradikardi, kardiyak debide azalma, emezis ve termoregülasyonda depresyona neden olur. Geviş getirenler ksilazine oldukça duyarlıdır. Ksilazinin bu yan etkilerini ortadan kaldırmak için 0.1 mg / kg iv yohimbin kullanılabilir. Piyasada Rompun olarak bulunmaktadır.

2. Narkotik Analjezikler
Morfin, buprenorfin, metadon, fentanil bu gruba dahil olup sedasyon ve belirgin analjezi oluştururlar. Premedikasyon için kullanılabildikleri gibi nöroleptanaljezik preparatları oluşturmada da yaygın olarak kullanılmaktadır.

3. Antikolinerjikler

Atropin yaygın kullanılan bir preparattır. Bronşiyal ve tükürük salgısını azaltmak için kullanılır. Bazı tavşan türlerinde süratle metabolize olmasından kaynaklanan beklenen etki görülmez.

GENEL ANESTEZİNİN DOZ PRENSİPLERİ

Genel Düşünceler

Hayvanın sağlığı, anestezik madde seçilirken düşünülmelidir. Cerrahi uygulamayı yapmak için gerekli santral sinir sistemi depresyon düzeyi hayvanın sağlığıyla uyumlu, minimum olmalıdır. Deney sonuçlarına anestezinin etkisi ve deney protokolunda diğer ilaçlarla etkileşimi göz önüne alınmalıdır. Vantilasyonu sağlamak için alt yapı olmalıdır. Vücut ısısı özellikle küçük ve genç hayvanlarda korunmalıdır. Cerrahi girişim boyunca normal hemodinamiği sağlamak için mümkünse ılık, dengelenmiş elektrolit solüsyonu damla damla intravenöz verilmelidir. Hayvan anesteziden çıkıncaya kadar hayvanın sağlığından anestezi uzmanı sorumludur. Anestezik gazın verildiği alandaki personelin güvenliği değerlendirilmelidir. Gerekirse gaz temizleme cihazı sağlanmalıdır.

Genel Anestezinin Evreleri

Evre I: Analjezi veya istemli hareketlerin evresi olup maddenin verilmeye başlamasından bilincin kaybolmasına kadar sürer.

Evre II: Deliryum veya istemsiz hareketler görülür. Bilinç kaybının başlamasından solunumun düzenli hale geçinceye kadar olan dönemdir.

Evre III: Cerrahi anestezi dönemidir. Cerrahi anestezi, cerrahinin ağrısız, rahat yapılabilmesi için belirli derecede kas gevşemesinin beraberinde olduğu bilinçsizlik durumudur. Bilinç yoktur; kardiyo-pulmoner fonksiyonun progressif depresyonu; reflekslerin (kusma ve yutma refleksleri) progressif depresyonu ve kas gevşemesiyle tanımlanır. Dört döneme ayrılır; birinci dönem hafif, iki ve üç orta, dördüncü dönem ise derin anestezi dönemidir.

Evre IV: Aşırı derecede santral sinir sistemi depresyonuyla tanımlanır. Diriltici evrelere girilmedikçe sessizce ölüm ortaya çıkar.

Normal Fizyolojinin Sürdürülmesi ve İzlenmesi

    a- Solunum Desteği

Birçok anestezikler beyinde solunum merkezinde doğrudan depresyon yapar ve ventilasyonu azaltır. Bu solunumu etkileyen diğer faktörlerle karışır. Hayvan yan tarafa veya sırt üstü yattığı zaman aşağıda kalan kısım vücudun diğer yerlerince sıkıştırılır. Bu nedenle yutkunma ile veya öksürme refleksiyle uzaklaştırılan sıvılar uzaklaştırılamayacaktır. Anestezide bu refleksler kaybolur. Anestezideki hayvanın ventilasyonunu izleme ve desteklemenin birçok yolu vardır.
  • Yiyecek ve suyu kesme: Regürjitasyonu önlemek için büyük hayvanlarda anesteziden 12 saat önce, küçük hayvanlarda 2 saat önce yapılmalıdır. Anestezi öncesi tavşan ve kemirgenlerde herhangi bir şeyin yoksunluğuna gerek yoktur. Uzamış yiyecek ve su yoksunluğu hayvanda huzursuzluğa neden olur.
  • Premedikasyon: Atropinle veya glikopirolatla (antikolinerjik) premedikasyon bazı hayvanların solunum yolundaki sekresyonları azaltabilir.
  • Entübe Etmek: Mümkünse trakea, hatta enjekte edilebilen anestezikler kullanılsa bile entübe edilmelidir. Entübasyon sıçan kadar küçük hayvanlarda başarılabilir. Bu aspirasyon pnömonisini önler ve hayvanın soluması duracak olursa buradan solunum sağlanır.
  • Solunuma Yardım Etme: Bu mekanik ventilatörle sağlanabilir. Mekanik ventilasyon torakotomi veya diyafragmektomi yapılmadıkça nadiren gereklidir. Anestezi fazla verilmişse yardımcı olabilir. Şayet hayvan intübe edilmemişse hayvanın ağzı kapatılacak; burnuna lastik huni veya yüze lastik huni konarak ventilasyon sağlanabilir (midenin fazla şişmesine neden olabilir). Bu amaçla tansiyon aletinin lastik puvarına birkaç santimetre uzunluğunda takılan yuvarlak lastik bu işi görebilir.
  • İzleme:
    • Solunum fonksiyonu anestezi döneminde olduğu gibi derlenme döneminde de izlenmelidir. Solunumun derinliği ve hızını izlemek önemlidir. Normal değerleriyle karşılaştırılmalı; hafifçe azalması beklenmelidir.
    • Muköz membranların rengi (konjonktiva, vulva mukozası) izlenmelidir.
  • Koruma:Göz merhemi kullanarak gözler kurumaktan korunmalı; cerrahi temizleme solüsyonlarıyla gözün temasından kaçınmalı; Kemiklerin çıkıntı yaptığı yerler gibi basınç noktaları basınç nekrozundan ve periferik sinir zedelenmesinden korunmalı bunun için masa ve hayvan arasına pedler konulmalıdır.
  • Hava yollarında dispneyle beraber görülen pembe-kırmızı köpük akciğer ödemini gösterir. Bu ya aşırı ventilasyondan veya aşırı sıvı verilmesinden kaynaklanır. Furosemid gibi diüretikler verilebilir fakat gidişat kötüdür.
    b- Sıvı Tedavisi / Kardiyovasküler Destek

Birçok anestezik kalbe ve damarlara etkili olup kalp debisini ve kan basıncını azaltır. Anestezide ve hipovolemiye neden olan cerrahide sıvı tedavisi gereklidir. Anestezide sıvı gereksiniminin artma nedenleri: İnhalasyon anestezisi yapılıyorsa kuru, soğuk oksijen soluma; hayvanın anestezi öncesi susuz ve aç bırakılması; cerrahi esnasında iç organların oda ısısına maruz kalması; cerrahi esnasında hemoraji; birçok anesteziklerin böbrekte metabolize edilmesi( hafifçe diürez oluşturma renal toksisiteyi en aza indirger).
Hidrasyonda cerrahi ve anestezinin etkisini en aza indirmek için:
  • İntravenöz kateter yerleştirmeli; sıvı verme, kan alma, ilaç verme yapılabilir.
  • Mümkünse intravenöz destek sıvı verilmeli; değilse intraperitoneal veya subkutan verilmelidir.
  • Anestezi esnasında 5-10 mL / kg saat hızında sıvı verilmelidir.
  • Hidrasyon durumu izlenmelidir: Fazla sıvı verildiğinde (overhidrasyon) sık idrar yapma ve pulmoner ödem görülür. Verilen sıvı az olacak olursa (underhidrasyon) müköz membranlarda yapışma, deri elastikiyetinde azalma, göz çukurlarının içine gözlerin çökmesi , kan basıncında azalma ve kalp atım sayısında artmaya neden olur.
  • Kan kaybını yerine koymak için serum fizyolojik veya laktatlı ringer verilebilir. Kaybettiği kan miktarının 3 katını intravenöz olarak yavaşça verilmeli; hematokrit izlenmelidir. %20'nin altına düşerse tam kan verilmelidir.
  • Kardiyovasküler fonksiyonu izlemelidir:
    1. Müköz membranların rengi ve kapiller dolma zamanı( basınç uygulandıktan sonra müköz membranların tekrar eski rengine dönmesi için gerekli zaman)
    2. Kalp hızı ve ritmi
    3. Nabız hızı ve basıncı
    4. Kan basıncı(arteriyel kateter gereklidir)
    5. EKG
Hayvan soluk müköz membrana sahipse, kapiller dolma zamanı 2 saniyeden fazlaysa, kardivasküler parametreler normal dışıysa kardiyovasküler yardım gereklidir. İntravenöz verilen sıvının verilme hızı artırılırsa kalp debisi geçici olarak düzelir. Anestezinin derinliğini azaltmak gerekir ve primer kardiyak problem varsa özgün tedavi gerekir.

    c- Termoregülasyon

Hayvanlar anestezi altında sıklıkla hipotermiktir. Zira soğuk gazların inhalasyonu, vücut boşluklarının oda havasına maruz kalması ve normal termoregülatör mekanizmaların ve davranışın kaybı söz konusudur. Hipotermi solunum ve kardiyak fonksiyon dahil tüm fizyolojik fonksiyonları deprese eder; anesteziklerin metabolizması yavaşlar ve derlenmenin uzamasına neden olur. Bunların hepsi anesteziden ölüme katkıda bulunabilir. Hipertermi daha az görülür fakat fazla ısı uygulanması, sıcak cerrahi lambalar ve genetik olarak predispoze hayvanlarda maliğn hipertermi görülebilir. Hayvanın termoregülasyonu için:
  • Vücut sıcaklığını izle; bunun için anestezi esnasında ve derlenme döneminde termometre kullanarak vücut sıcaklığı sıklıkla ölçülmelidir. Hayvanın normal değerleri türden türe değişir; hayvan vücut sıcaklığı 37? C'nin altına düştüğü zaman hayvan hipotermik olarak düşünülür. Şayet 35oC'nin altına düşerse destek tedavisi olmadan vücut sıcaklığı normale geri dönmez.
  • Isı kaybını önlemek; battaniye ile soğuk yüzeyleri kapat.
  • Gaz anestezisi esnasında ısı kaybını önlemek için ısıyı koruyan teknikleri kullan.
  • Ek ısı; suyun içinde dolaştığı ısıtıcılarla ( elektrikli battaniye kullanma zira yanıklara neden olabilir) veya önceden ısıtılmış sıvılarla hayvanın sıcaklığı için destek olunmalı.
  • Hipertermiyi tedavi etmek; ya intravenöz sıvı vererek veya ayak ve deriye su uygulayarak hipertermi tedavi edilir. Son çare olarak buz banyosunu kullan zira kardiyovasküler şoka neden olabilir.
    d- Anesteziyi İzleme

Anestezinin derinliği dikkatlice izlenmelidir. Anestezisi çok hafif hayvanlar ağrıya maruz kalırsa girişim esnasında hareket eder. Anestezisi çok derin hayvanlarda kardiyovasküler arest riski fazladır. Anestezi çok hafif ise düzeyi artırılmalı, çok derinse gas anestezisindeki hayvanların anestezisi kısıtlanmalıdır. İnjekte edilen anesteziklerle anestezi çok derinse doğrudan anestezi düzeyi hafifletilemez. Bunun için anestezikler metabolize oluncaya kadar ve hayvanın anestezi düzeyi normale gelinceye kadar solunum ve kardiyovasküler destek sağlanmalıdır.
Anestezinin derinliğini izlemek için aşağıdaki uygulamaları yapmak gereklidir:
  • Refleksler: Aşağıdaki refleksler bu sırayla anestezi derinleşirken kaybolur:
    Palpebral refleks- Göz kapaklarına dokunma gözde kırpışmaya neden olur. Gözlerini kırpıyorsa anestezi hafiftir.
    Çimdikleme Refleksi- Ayak parmağını çimdikleme ağrıya neden olur. Hayvan ayağını çekiyorsa anestezi hafiftir, yeterince derin değildir. Ayağını çekmiyorsa ağrıyı algılamamaktadır.
    Korneal Refleks- Pamukla veya iplikle korneaya dokunma göz kırpmaya neden olur. Hayvan kornea refleksini kaybetmişse anestezi çok derindir.
  • Kas tonusu: Bir sedatif yokluğunda ketamin gibi kateleptik bir ilaç almadıkça anestezinin derinliği azalırken azalır. Kas tonusunu test etmek için alt çene veya ekstremiteler çekilir. Rijit tonus anestezinin derinliğinin yeterli olmadığını gösterir.
  • Kardiyovasküler fonksiyonu ve vücut sıcaklığını izlemek: Hayvanın anestezisi derinleşirken solunum ve kardiyak debi azalır; kanın oksijenazasyonu ve doku perfüzyonu bozulur. Sonuç kan basıncı ve sıcaklık azalır. Bunun gibi kalp atım sayısında ve kan basıncında artma hayvanın ağrı hissettiğini ve anestezinin hafiflediğini gösterir.
Anestezik Doz Aşımının Göstergeleri
  • Nabız hissedilemeyecek kadar zayıftır.
  • Kan basıncı şok düzeyine azalır.
  • Kalp ritim bozuklukları görülebilir.
  • Kapiller yeniden dolma süresi 3 saniyeye veya daha fazla süreye uzar.
  • Solunum yavaş ve düzensizdir; diyafragmatik olur veya durabilir.
  • Mükos membranlar veya deri rengi soluk veya siyanotik olabilir.
  • Kardiyovasküler, santral sinir sistemi, kas-iskelet, gastrointestinal ve oküler refleksler oldukça azalır veya yok olur.
Anestezik Doz Aşımında Yapılacak İşlemler
  • Oksijenle mekanik olarak ventilasyon;
  • İntravenöz veya intraperitoneal olarak izotonik sıvıların verilmesi;
  • Vücut sıcaklığını artırmak için hayvanı ısıtma;
  • Şayet antidotu varsa verilmesi

B. TRANKİLİZANLAR VE SEDATİFLER

Tanımı: Trankilizasyon hastanın gevşediği veya çevresiyle ilgisiz olduğu davranış değişikliği durumudur. Sedasyon hastanın uyanık fakat sakin olduğu ılımlı santral depresyondur. Deney esnasında hayvan ellendiği zaman anksiyete ve stresi azaltırlar. Trankilizan ve sedatif arasındaki fark başlıca anlamsaldır. Trankilizanlarların doz fazlalığında bilinç kaybı olmaksızın yan etkileri olur; oysa sedatiflerin doz fazlalığında anesteziye uyan derin santral sinir sistemi depresyonu meydana gelir.
Fonksiyonel Kullanımı Kimyasal dizginlemedir. Gerekli anestezi miktarını azaltmak için preanestezik medikasyon sağlar.

Fonksiyonel Özellikleri

Tiazin türevleri (ör, ksilazin, detomidin) hariç önemli analjezik aktivitesi yoktur.
Stimülasyonun artması (ör, ses) genellikle sakinliği tersine çevirir.
Preanestezikler olarak kullanıldığı zaman:
  • Anestezinin indüksiyonundan önce maksimum etkiyi sağlamak için fazla zaman verilmelidir.
  • Genel anesteziden çıkma genellikle daha düzgündür.
Trankilizanların (veya nöroleptikler) Sınıflandırılması
  • Fenotiazinler (ör, asetilpromazin)
  • Butirofenonlar (ör, azaperon, droperidol)
  • Düşük dozda benzodiazepinler (ör, diazepam, zolazepam)
Sedatiflerin (hipnotikler) Sınıflandırılması
  • Barbitüratlar (ör, fenobarbital)
  • Yüksek dozda benzodiazepinler (ör, diazepam)
  • Kloral türevleri (ör, kloral hidrat)
  • Tiazin türevleri (ör, ksilazin)
Trankilizan ve Sedatif Etkiler

    Fenotiazinler
  • Hayvanları daha uysal yapar.
  • Hipotansiyona neden olur.
  • Solunum hızını minimum olarak azaltır.
    Butirofenonlar
  • Motor aktiviteyi azaltır.
  • Hipotansiyona neden olur.
  • Hayvanlar çevresine umursamazlaşır.
  • Solunum hızını hafifçe artırır.
    Benzodiazepinler
  • Santral sinir sistemi depresyonu yapar.
  • Düşük dozlarda ılımlı kardiyovasküler deprasan etkiye sahiptir.
  • Solunumda ufak bir etkiye sahiptir.
    Tiazin türevleri (ör, ksilazin)
  • Doza bağlı santral sinir sistemi depresyonu yapar.
  • Solunumda ufak bir etkiye sahiptir.
  • Bradikardi, kalp debisinde azalma, santral venöz basınçta artmaya neden olur.
    Barbitüratlar (ör, sodyum pentobarbital)
  • Yüksek dozu anestezi yapar.
  • Daha düşük dozlardaki sodyum pentobarbital, sedatif ve premedikan olarak kullanılabilir, düşük dozda istemsiz heyecan yaratabilir.
    Kloral türevleri (ör, kloral hidrat)
  • Rahat, sedatif hipnotiktir.
  • Anestezik dozlarda bile zayıf analjezik özelliklere sahiptir.
Trankilizan ve sedatif etkilerin geri dönmesi
  • Birçok trankilizan ve sedatif için geri döndüren ilaç yoktur.
  • Yohimbin xylazinin etkisini tersine döndürmek için kullanılabilir.

C. ANALJEZİKLER

Tanımı:Bilinç kaybı olmaksızın geçici olarak ağrıyı rahatlatan maddelerdir.

Fonksiyonel Kullanımı

  • Anestezik kullanmaksızın ağrının kontrolunu sağlar.
  • Gerekli anestezik gereksinimi azaltmak için preanestezik olarak kullanılır.
  • Postoperatif ağrı tedavisi için kullanılır.
Sınıflandırılması

Opioidler

Analjezi ve hafif sedasyon yapan, opioid reseptörlerine bağlanan tüm endojen ve egzojen maddelerdir (ör, morfin, meperidin, pentazosin). Nonopioidler: Adrenoseptor yerlerine bağlanan (ör, ksilazin, detomidin) alfa-2 agonistler gibi ilaçlardır.

Etkileri: Türler arasında önemli olarak değişebilir.
  • En önemli etki yeri santral sinir sistemidir.
  • Analjezi, sedasyon, solunum depresyonu, gastrointestinal motilitede azalma, bulantı, kusma, endokrin ve otonom sinir sistem fonksiyonlarında değişikliklere neden olur.
  • Beyin ve diğer dokularda reseptör veya bağlanma yerleriyle etkileşerek agonist olarak etki ederler.
  • Bazı bileşiklerin etkileri bazı laboratuvar hayvanlarında gösterilemez.
  • Doz türler arasında oldukça değişebilir.
Antagonistleri: Aynı reseptör yerleri için onlarla yarışa girerek opioidlerin etkisinin tamamını veya bir kısmını önleyen veya tersine döndüren ilaçlardır (ör, nalokson).

Nöroleptanaljezikler

Barbitüratları veya uçucu anestezik ajanları kullanmaksızın santral sinir sistemi depresyon,analjezi yapan ilaçlardır.

    Fonksiyonel Kullanımı
  • Minimal analjezi immobilizasyon gerektiren minor diagnostik ve cerrahi girişimler için (ör, radyografi, minör deri sütürü, periferik venöz kateterin yerleştirilmesi) sınırlı uygulamalar.
  • Analjezi ve kas gevşemesini artırmak için sıklıkla ek anesteziklerle takviye gereklidir.
    Fonksiyonel Özellikleri
  • Narkotik (fentanil) ve trankilizan (droperidol) kombinasyonu olan İnnovar-Vet total bilinç kaybı olmaksızın analjezi ve derin sedasyon durumu oluşturur.
  • Sıçan ve köpeklerde (ve insan olmayan primatlarda) cerrahi girişimler için derin sedasyon ve analjezi durumu uygundur.
  • Köpek ve sıçanda bu durum özel durum olup (insan olmayan primatlarda görülmez) işitme uyarılarına yanıt verebilme kapasitesidir( ör, bir objenin düşmesi, yırtılan kağıt).
  • Çimdiklemeye yanıt yoktur.
  • Yaygın sedasyon ve bir miktar analjezi hala mevcut olsa bile deri uyarımına yanıt verdikten sonra maksimum analjezi 30-40 dakika devam eder.
Nonsteroidal Antiinflamatuvar İlaçlar (NSAİİ)

Fenilbutazon, asetaminofen ve aspirin gibi ilaçlar bazı durumlarda faydalı olabilir.

Aspirin:
  • Kas ağrısını rahatlatmak için daha etkindir.
  • Visseral ağrıyı rahatlatmak için minimal etkiye sahiptir.

D. NÖROMÜSKÜLER BLOKAN AJANLAR (Paralitik veya İmmobilizan İlaçlar)

Tanımı: Bilinç kaybı olmaksızın nöromüsküler kavşakta (ör, pankuronium) veya spinal sinapslarda (ör, mefenesin) kas tonusunu azaltan ilaçlardır.

Fonksiyonel Kullanımı:

Oldukça kaslı hayvanlarda kemik kırığını onarmak gibi girişimlerde kas gevşemesini artırmak için cerrahi anestezide katkı maddesi olarak kullanılır. Trakeal intübasyon gibi çok kısa süreli girişimler için tek başına kullanılabilir. Kullanıldığı zaman sunni solunum uygulanmasını gerektirir zira solunum kasları da paralizedir. Bu ilaçlar anestezik değildir, analjezik etkileri de yoktur. Bu nedenle hayvan bu ilaçlarla tamamen paralitik yapıldığında hayvan ağrılı uyarıların tamamını hisseder. Kas gevşeticiler anesteziklerle beraber kullanıldığı zaman bile paralizi ve anestezi arasında ayırdımının yapılmasını sağlayan metotları bilmek zorunludur. Araştırmacılar bu ilaçları kullandığı deneyi kişisel olarak gözlemelidir. Mekanik ventilasyon gereklidir ve sadece anestezik maddeyle birlikte kullanılmalıdır.

Etkileri:
  • Spinal polisinaptik refleksler deprese edilir.
  • Kas paralizisi bilinç kaybı veya analjezi olmaksızın görülebilir. Bu ilaçlar genel anestezi uygulanmayan hayvanlara asla uygulanmaz.
Sınıflandırılması:
  • Depolarize edici ilaçlar: dekametonyum ve süksinilkolin.
  • Nondepolarizan ilaçlar: kürar, tubokürarin, gallamin ve pankuronyum.
Trankilizanların, Analjeziklerin ve Nöromüsküler Blokan Ajanların Etkilerini Değiştiren Faktörler
  • Tür varyasyonu,
  • Hayvanların yaşı:Çok genç ve çok yaşlı hayvanlar dozda ayarlamalar gerektirir.
  • Sağlık durumu,
    • Hasta hayvanlar sağlıklı hayvanlardan farklı olarak yanıt verirler.
    • Gebe hayvanlar gebe olmayanlardan farklı yanıt verirler.
  • İlacın verilme yolu,
  • Anestezinin derinliği nöromüsküler blokan ajanların etkilerini değiştirir.
Güvenliği

İnsanların kötü amaçlı kullanımından sakınmak için ilaçlar, güvenilir depoya konmalıdır. Yeşil reçeteye bağlı ilaçlar güvenli alanda, kilitli bir dolapta bulundurulmalıdır. Barbitüratlar ve diğer ilaçlar ne kadar kullanılmışsa yazılmalıdır. Kullanıldığı tarih, kullanıldığı deney, kullanılma dozu, görülen anormal reaksiyonlar kaydedilmelidir.

Genel Düşünceler

Cerrahi esnasında izlenen tüm parametreler ameliyat sonrasında da izlenmeye devam edilmelidir.
  • Ilıklık ve konfor devam etmelidir.
  • Post-operatif olarak solunum depresyonu oldukça sık görülür fakat dikkatsizlik ölüme neden olur.
  • Sıvı dengesi sağlanmalıdır. Sıvı dengesizliği düzeltilerek dolaşımı desteklemek hayati önemdedir.
  • Kan kaybı minor cerrahide bile görülebilir.