Hayvanın Çevresi, Barınması ve Yönetimi


Havalandırma


Havalandırmanın amacı uygun miktarda oksijen sağlamak; hayvanların nefesiyle, lambayla ve aletlerle oluşan termal yükü uzaklaştırmak; gaz ve bazı bulaşanları seyreltmek; oda havasının nem kapsamını ayarlamak ve uygun olduğu yerde komşu alanlar arasında statik basınç farklılıklarını oluşturmaktır. Oda havalandırma hızının saptanması, hayvanın primer kapalı alanının havalanma uygunluğunu saptamaz ve mikro çevrenin kalitesini garanti etmez.
Birçok türde hava hareketlerinin huzursuzluğa ve biyolojik sonuçlara ne kadar etkili olduğu saptanamamıştır. Odaya giren havanın miktarı ve fiziksel özellikleri ile havanın diffüzyon şekli hayvanın primer alanının havalanmasını etkiler ve böylece mikro çevrenin en önemli belirleyicisidir. Primer kapalı alanların nasıl iyi havalanacağını bir odada veya diğer sekonder alanlardaki primer kapalı alanların yerleşimi, sayısı, lokalizasyonu ve tipiyle hava verici-hava emici ventilatörlerin sayısı, lokalizasyonu ve tipinin ilişkisi belirler. Bu kriterler havalandırmada göz önüne alınmalıdır. Bu nedenle bilgisayar programlarının kullanımı primer ve sekonder alanların optimum havalanmasının sağlanması için yararlı olabilir.
Sekonder kapalı alanlar için yıllarca saatte 10-15 taze hava değişim kuralı uygulanmış ve kabul edilen standart olarak düşünülmüştür. Birçok hayvan barınağında etkili olmasına rağmen bu kural, olası ısı yüklemelerinin aralığı, bulunan hayvanların türü, büyüklüğü ve sayısı, kafes değiştirme sıklığı veya talaş tipi, odanın boyutları, sekonderden primer kapalı alanlara hava dağılımının etkinliğini hesaba katmamaktadır. Bazı durumlarda böyle bir genel kuralın kullanımı, içerisinde yalnızca birkaç hayvan bulunan sekonder kapalı alanın fazla havalanması nedeniyle enerji israfına yol açar. Bunun tersine, çok sayıda hayvan bulunan sekonder alanların az havalanması ise ısı ve koku oluşumuna neden olur.
Gerekli havalandırmayı daha doğru saptamak için hayvanlarca oluşturulan ısı yüküne uyum sağlamada gerekli olan minimal havalandırma hızı(yaygınlıkla m3/dak) makine mühendislerince hesaplanabilir. Hayvanlarca oluşturulan ısı ortalama-total-ısı-kazanç formülüyle hesaplanabilir. Formül türden bağımsızdır, bu nedenle ısı oluşturan hayvana uygulanabilir. Gerekli minimal havalandırma; kapalı alanda barındırılan en fazla sayıdaki hayvanlarca oluşturulması beklenen ısı yükünü ve hayvana ait olmayan kaynaklardan oluşması beklenen ısı ile oda yüzeylerinden transfer olan ısıyı kontrol etmek için gerekli soğutma miktarı hesaplanarak belirlenebilir.
Isıyı, kokuyu, allerjenleri, partikül oluşumunu önlemek ve metabolik olarak oluşan gazları kontrol etmek için gerekli minimal havalandırmayı belirlemekte hesap yapılsa bile hesaplanan minimum havalandırmadan fazlası gereklidir. Hesaplanan gerekli minimal havalandırma aslında her saatte 10 havadan daha azdır; daha düşük havalandırma hızı sekonder alanlar için uygun olmalıdır. Primer kapalı alanlarda toksik gazların, kokuların veya partiküllerin zararlı veya kabul edilemeyen konsantrasyonları oluşmaz. Benzer olarak hesaplanan minimal gerekli havalandırma saatte 15 hava değişimini aşmaz, başka faktörler işe karışıyorsa ek havalandırma yapılmalıdır. Bazı durumlarda sekonder alanlarda sağlık takviminin ayarlanması veya uygun çevresel koşulları devam ettirmede hayvan sayısının sınırlandırılması sabit havalandırma gerektirir.
Oda havası filtre edilen zorlu havalanan kafesleme ve bağımsız hava destekli özel primer kapalı alanların diğer tiplerinde (örneğin hava odadan çekilmemesi), sekonder kapalı alanları havalandırmaya gerek olmaksızın hayvanların havalanma gereksinimleri etkin olarak saptanmalıdır. Ancak sekonder alan, primer alanlardan salınan ısı yükleri için yeterince iyi bir şekilde havalandırılmalıdır. Şayet özel alanlar uygun partikül ve gaz filtrasyonuna sahipse yeniden kullanılabilen hava sekonder alanlarda kullanılabilir.
Bazı tip kemirgenlerin barınmasında kullanıldığı gibi zorlu havalanma olmaksızın filtrasyonlu izole kafes havalanmayı güçleştirir. Bunu kompanse etmek için sağlık koşulları, sekonder yerlere kafes konması ve kafes yoğunluğu gibi pratiğe yönelik ayarlamalar yapmak ve mikro çevre ile ısı dağıtımını düzeltmek gerekebilir.
Havalanan hayvan odalarında havanın yeniden kullanımı, oldukça enerji tasarrufu sağlar fakat bazı riskler taşır. Birçok hayvan patojenleri hava kaynaklıdır veya tozlarla taşınabilir; böylece ısınmada, havalanmada ve birçok odaya hizmet veren klimada yeniden kullanılabilir havayı tüketme, çapraz kontaminasyon riskine neden olur. Havadan kaynaklanan partikülleri uzaklaştırmak için kullanılabilir havayı tekrar kullanmadan önce HEPA-filtrasyonuna (yüksek etkinlikte partiküllü havayı filtreleme) tabi tutulmalıdır. Hayvan kullanım alanlarından kaynaklanmayan fakat diğer alanların (örneğin insanların bulunduğu yerler, yem,talaş ve destek depoları) havalanmasında kullanılan hava hayvanların bulunduğu yerlerin havalanmasında yeniden kullanılabilir ve daha az filtrasyon gerektirir. Bazı durumlarda risk oldukça fazladır.
Toksik veya kokuya neden olan gazlar (amonyak gibi), havalanma sistemiyle uzaklaştırılırsa ve bu gazların hiç olmadığı veya daha düşük konsantrasyonda içerdiği havayla yer değiştirilirse havalanma kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilir. Havanın bu maddelerden kimyasal emilmesiyle veya fırçalamayla temizlenmesi etkili olabilir. Hayvan alanlarında tekrar kullanılmayan havanın(taze hava) kullanımı önerilir. Gaz filtrasyonu (aktif kömür filtreleri) olmaksızın HEPA-filtrasyonlu yeniden kullanılabilen hava kullanılabilir fakat oldukça sınırlıdır:
  • Oda havası en az %50 taze havayla karışmalıdır( giren hava yeniden kullanılan havanın %50'sini aşmamalıdır).
  • Kafes yıkama sıklığı, talaş değiştirme ve tekrar kullanılabilir havanın kullanımı gibi yönetime bağlı uygulamalar toksik gaz ve kokuları en alt düzeye indirmek için yeterlidir.
  • Tekrar kullanılabilen hava oluştuğu yerden yalnızca aynı yer veya odaya geri dönmelidir fakat hayvan barınan odalardan gelen hava bunun dışında tutulmalıdır.
  • Yeniden kullanılabilen hava, o alanın hayvanlarının sıcaklık ve nem gereksinimlerini karşılamak üzere yeterince taze havayla karışmalı ve uygun hale gelmelidir.
Sıklıkla talaş değiştirme, odadaki hayvan sayısının azlığı, daha az çevre sıcaklığı ve nem gibi yönetim uygulamalarına bağlı kafes temizleme hayvan oda havasında toksik veya kokuya neden olan gazların konsantrasyonunu da azaltabilir. Partiküllü veya gaz bulaşığı olan yeniden kullanılabilir havanın temizlenmesi pahalıdır ve filtrasyon sisteminin yetersizliği nedeniyle etkisiz olabilir. Klimaların düzenli aralıklarla bakım-onarımı yapılmalıdır.

Aydınlatma

Çeşitli hayvanlarda ışık fizyolojiyi, morfolojiyi ve davranışı etkileyebilir. Potansiyel ışık stresorları uygunsuz ışık periyodu, ışık yoğunluğu ve ışığın kalitesidir. Birçok faktör hayvanın ışık gereksinimini etkileyebilir. Bu faktörler hayvan konulan oda için uygun aydınlatma düzeyi saptanacağı zaman düşünülmelidir. Bunlar ışık yoğunluğu, ışığa maruz kalma süresi, ışığın dalga boyu, hayvanın ışıkla ilgili geçmişi, hayvanın pigmentasyonu, sirkadiyen siklusta ışığa maruz kalma, hormonal durum, yaş, tür, cinsiyet ve hayvan stokudur.
Genellikle hayvanın konulduğu odaya aydınlık yayılmalıdır; hayvanın iyiliği için yeterli aydınlatma sağlanmalı ve hayvanların gözle uygun muayenesine (rafın birçok yerindeki kafesi kapsar), iyi yönetim uygulamalarına ve personel için güvenli çalışma alanlarına izin vermelidir. Hayvan odalarındaki ışık, uygun görüş ile diürnal ve sirkadiyen siklusların nöroendokrin düzenlenmesini sağlamalıdır.
Işık periyodu birçok hayvan türünde üreme davranışının kritik düzenleyicisidir; kilo artımını ve gıda alımını da etkileyebilir. Karanlık siklusunda dikkatsiz ışıktan sakınmalı veya en aza indirilmelidir. Birçok türler az ışıkta veya karanlıkta yemeyecektir, bu nedenle aydınlanma takvimi hayvanın sağlığını tehlikeye atmayacak bir süreye kısıtlanmalıdır. Zaman kontrollü aydınlatma sistemi, düzenli diürnal siklusu sağlamak için kullanılmalıdır ve saat performansının,uygun siklusu sağlayıp sağlamadığı periyodik olarak kontrol edilmelidir.
Kullanılan laboratuvar hayvanların çoğunluğu gece yaşarlar(noktürnal). Albino sıçanların diğer türlere göre fototoksik retinopatiye daha hassas olması nedeniyle oda aydınlatma düzeyini saptamada bunlar bir kaynak olarak kullanılmalıdır. Diğer hayvanların oda aydınlatma şiddetine ait veriler bilimsel esasa göre değildir. Zeminden takriben 1.0 m. yükseklikte 325 lükslük ışık düzeyi hayvan bakımı için yeterli görülmektedir ve albino sıçanlarda fototoksik retinopatinin klinik bulgularına neden olmaz. Albinolarda retinal harabiyet kriter olarak ele alınırsa, boş bir odada döşemeden 1.0 m yukarıda ölçülen 400 lükse kadar olan düzeyler kemirgenler için yeterli bulunmaktadır. Tek bir hayvanın ışığa maruz kalması onun fototoksiteye duyarlığını değiştirebilir; bazı bireysel albino sıçanlarda 130-270 lükslük aydınlatma histolojik, morfometrik ve elekrofizyolojik bulgulara göre retinal harabiyet için eşik değere yakındır. Bazı tüzüklerde kafesin ortasındaki hayvan pozisyonunda 40 lüks kadar düşük ışık şiddetini önerilir. Genç albino ve pigmente fareler erişkinlere göre daha düşük şiddette aydınlığı tercih eder. Fototoksik retinopati kriterine göre kafes düzeyinde aydınlık 130-325 lüks arasında değişir.
Işık kaynağına göre kafesin pozisyonunu çevirme veya hayvanın ışığın etkisiyle davranışını (saklanma, tünel yapma) değiştirmesi ışığın şiddetinin azaltılmasını gerektirir. Işık yoğunluğu hayvanın ve hayvan odalarında çalışan personelin gereksinimleriyle ve enerji tasarrufuyla tutarlı olmalıdır. Odaya girildiğinde lambayı kontrol eden anahtar kullanılmamalıdır.

Ses

Hayvanlar ve hayvan bakım aktivitelerinden kaynaklanan ses hayvan bulunan yerlerde doğal olarak meydana gelir. Bu nedenle, bu yerlerin planlanmasında ve yapılmasında ses kontrolü düşünülmelidir. Bir hayvanda sesin potansiyel etkilerini sesin yoğunluğu, frekansı, başlangıç hızı, süresi ve titreşim potansiyeli ile işitme aralığı, sesle ilgili geçmiş bilgisi ve tür, stok veya soyun sese hassasiyeti belirler.

Hayvan ve insan alanlarının ayırımı binanın insan ve hayvanlarca kullanılmasından kaynaklanan bozuklukları en aza indirger. Köpek, domuz, keçi gibi gürültülü hayvanlar kedi, kemirgenler ve tavşan gibi daha sessiz hayvanlardan uzakta barındırılmalıdır. Gürültüyü azaltan yöntemlere başvurmaktan ziyade gürültü yapan hayvanların uyum sağlamasını sağlayan çevre düzenine gidilmelidir. 85 dB'den daha gürültülü sese maruz kalma işitsel ve işitsel olmayan etkilere neden olabilir: sıçanlarda eozinopeni, adrenallerde ağırlığın artması, sıçanlarda fertilitenin azalması, maymunlarda kan basıncının yükselmesi gibi. Birçok hayvan türü insanların işitemediği frekanstaki sesleri işitebilir. Bu nedenle video oynatıcıları gibi hayvanların işitme aralığında gürültü yapan alet ve malzemelerin potansiyel etkileri dikkatlice düşünülmelidir. Gürültüye neden olan işler hayvan barındırılan yerlerden başka oda veya alanlarda yapılmalıdır.
Sesin farklı hayvanlarda farklı etkileri nedeniyle personel gereksiz yere gürültü yapmamalıdır. Aşırı ve arada kesintili ses, eğitilmiş personelle (gürültü yapmayan uygulamalarla, kamyon-çekecek gibi araçlarda tampon kullanmayla) asgariye indirilebilir. Radyo, alarm ve diğer ses oluşturucular hayvan odalarında kullanılmamalıdır.

Davranışa Göre Yönetim

Yapısal Çevre

Yapısal çevre primer alanların komponentlerinden oluşur. Bunlar; kafes, kafes kompleksleri, çevreyi zenginleştirici aletler, hayvan manüplasyon eşyalarıdır. Hayvan tür ve kullanımlarına bağlı olarak yapısal çevre dinlenme tahtaları, raflar, tünekler, yiyecek dağıtma aletleri, tüneller ve hayvanın iyiliğini artıran eşyaları içermelidir.

Sosyal Çevre

Hayvanın sosyal gereksinimleri düşünülmelidir. Sosyal çevre genellikle fiziksel teması ve aynı türün bireyleri arasındaki ilişkiyi kapsar. İşitsel, görsel ve koku sinyalleriyle bireyler arasında temas olmaksızın da iletişim kurulabilir. Protokol uygun olduğu zaman aynı türdeki sosyal hayvanlar fiziksel temasla barındırılmalıdır. Birçok türün normal gelişimi için tür içinde uygun sosyal ilişkiler şarttır. Sosyal bir arkadaş stresli bir durumu tamponlayabilir, davranış anormalliğini azaltabilir,egzersiz fırsatını artırabilir ve türe özgün davranışını artırabilir. Popülasyon yoğunluğu, dağıtılma yeteneği gibi faktörler değerlendirilmelidir. Uygun sosyal bir çevre seçmede hayvanın doğal olarak karasal veya toplumsal olup olmadığına ve tek, çift veya gruplar halinde barındırılıp barındırılmadığına dikkat edilmelidir.
Tüm üyeler olmasa bile sosyal türler sosyal olarak yaşamalıdır. Sosyal barınma, kavga nedeniyle hayvan yaralanma olasılığını artırabilir, ateroskleroz gibi metabolik bozukluklara hassasiyeti artırabilir ve davranış ve fizyolojik fonksiyonları değiştirebilir. Ayrıca çeşitli gruplarda cinsiyetler arasında geçinme farklılıkları gözlenebilir. Hayvanlar sosyal olarak geçimliyse ve sosyal birim stabil ise sosyal barınmanın riskleri oldukça azaltılır.
Sosyal hayvanların gruplar halinde barındırılması arzu edilir. Tek başına barındırılırsa personelle güvenli ve pozitif ilişki ve yapısal çevrenin zenginleştirilmesi gibi yöntemlerle diğer hayvanların yokluğunun giderilmesi sağlanmalıdır.

Aktivite

Hayvan aktivitesi tipik olarak motor aktiviteye işaret eder fakat sosyal ilişkiyi ve kavramsal aktiviteyi de kapsar. Laboratuvarda yaşayan hayvanlar serbest olanlara göre daha sınırlı aktivite profiline sahiptir. Dikey boyutu kullanan hayvanın motor aktivitesi, uygun barınağı değerlendirmede veya hayvanın gösterdiği aktivite kalitesinin veya miktarının uygun olup olmadığını değerlendirmede düşünülmelidir. Tedavi veya uygun bulunan protokolden başka nedenler için zorla yaptırılan aktiviteden kaçınılmalıdır. Birçok türde tekrarlayıcı fiziksel aktivite amaçsız olup sakıncalı bir davranış değildir.
Hayvanların türlerine özgün aktiviteleri göstermelerine fırsat verilmelidir. Kedi, köpek gibi evcil hayvanlar pozitif insan ilişkilerinden yararlanırlar. Köpekleri kayışla yürüterek, koşturarak veya başka bir yere götürerek (bir oda, daha büyük kafes veya bina dışı kafes) aktiviteleri için fırsat verilmelidir. Veteriner bakım ve bazı araştırma amaçları için kısa süreli barındırılmalarda kafesler sıklıkla kullanılır. Kafes dışı alanlar daha fazla hareketlilik sağlar.

İdare

Yem

Hayvanlar lezzetli, bulaşıksız ve besinsel olarak uygun gıdayı günlük olarak veya başka bir protokol verilmemişse belirli gereksinimlerine göre yemelidir.
Hayvan laboratuvarı yöneticileri sipariş etmede, taşımada, depolamada olduğu gibi hastalıkların, parazitlerin, potansiyel hastalık vektörlerin(böcekler ve başka haşereler) ve hayvan kolonilerine kimyasal kontaminantların girişini azaltmak için yapılan yem işlemlerinde de dikkatli davranmalıdır. Kritik besinlerin analizi periyodik yapılmalıdır. Yemlerin raf ömrü ve raf ömrünü etkileyen faktörler kullanıcı tarafından bilinmelidir. En eski yem öncelikle tüketilmeli, yeni gelen yem depolanmalıdır. Böylece stok döndürülmelidir.
Yiyecekler ve içinde yiyecek saklanılan ve işlenilen alanlar temiz olmalı ve bulaşıcı hastalıkların girişini önlemek için kapalı tutulmalıdır. Yem yerden yukarda istif raflarında, parmaklıklı raflarda veya el arabasında depolanmalıdır. Kullanılmamış, ağzı açık çuvallardaki yem, kontaminasyonu engellemek veya aza indirgemek için haşere geçirmez kaplarda saklanmalıdır. Yemlerin bozulmasını rölatif nemde aşırı sapmalar, 21 °C 'den yukarı sıcaklıklar, oksijen, ışık, sağlıklı olmayan koşullar ile böceklere ve diğer haşerelere maruz kalma kolaylaştırmaktadır. Et, meyva ve sebze gibi kolay bozulur malzemelerle besleme yapılıyorsa önceden önlem alınmalıdır zira depolama koşulları potansiyel kontaminasyon kaynaklarıdır ve yem kalitesinde sapmalara yol açabilir. Yemde bulaşıklıklar biyokimyasal ve fizyolojik işlemlerde dramatik etkilere yol açabilir ve bulaşıklığın klinik bulgu veren toksiteye neden olması için çok düşük konsantrasyonlarda olması bile yeterli olabilir. Örneğin bazı bulaşıklıklar hayvanın ilaca yanıtını değiştirebilen hepatik enzimlerin sentezine neden olabilir. Bazı deney protokolleri biyolojik ve biyolojik olmayan bulaşıkları tanımlayan ve onların konsantrasyonlarını saptayan önceden test edilmiş diyetlerin kullanımını gerektirebilir.
Birçok doğal karışım maddeleri, koruyucu içeren ve uygun şekilde depolanan kuru, laboratuvar hayvan diyetleri imalatından sonra en fazla 6 ay içinde kullanılmalıdır. Üretilen yemlerdeki vitamin C'nin raf ömrü genellikle sadece 3 aydır. Yemin kullanımı 3 aydan fazla ise dışarıdan diyete C vitamini eklenmelidir. Buzdolapları beslenme kalitesini korur ve raf ömrünü uzatır fakat yemi depolama zamanı en azda tutulmalı ve imalatçının önerilerine dikkat edilmelidir. Saflaştırılmış ve kimyasal olarak tanımlanan yemler doğal olanlara göre sıklıkla daha az dayanıklıdır; raf ömürleri de genellikle 6 aydan daha azdır. Bu diyetler 4 °C veya daha az sıcaklıkta saklanmalıdır.
Otoklava giren diyetler besin konsantrasyonlarında, içeriklerinde ve sterilizasyon sırasında bozulmaksızın hazırlanma metotlarında ayarlamalar gerektirir. Sterilizasyon tarihi yazılmalı ve yem süratle kullanılmalıdır. Radyasyonlu diyet, otoklavdan geçirilen diyetlere alternatif olarak düşünülmelidir.
Yemlikler, yemin kolayca konabileceği ve idrar ile feçes bulaşmasını asgari düzeye getirecek şekilde planlanmalı ve yerleştirilmelidir. Hayvanlar grup halinde barındırıldığı zaman yem mücadelesini azaltacak yeterli alan ve yeme yerleri olmalıdır. Özellikle yönetim protokoluna göre veya rutin nedeniyle yem kısıtlanırsa tüm hayvanların yemi alması sağlanır. Yem depolama kapları, farklı kontaminasyon riskine sahip alanlar arasında taşınmamalı, düzenli olarak temizlenmeli ve streril edilmelidir.
İster klinik ister yönetim nedeniyle protein ve kalori alımının ılımlı sınırlanmasının ömrü artırdığı; şişmanlığı, üremeyi ve bazı türlerde kanser oranını azalttığı gösterilmiştir. Böyle bir sınırlama, metabolize edilebilen enerji ve protein yoğunluğunu azaltarak veya yeme miktarı veya yeme sıklığını kontrol ederek başarılabilir. Kalori sınırlaması için mekanizma seçimi türe bağlı olup fizyolojik adaptasyonları etkileyebilir ve metabolik yanıtı değiştirebilir. Kalori sınırlaması, bazı türlerin ( bazı sıçan ve tavşanlar) uzun süre barınması için ve bazı klinik ve cerrahi girişimlere ek olarak kabul edilen bir uygulamadır. Diyet değişimlerinde dikkatli olunmalıdır. Beslenme açısından diyet dengeli olmalıdır. Örneğin düşük proteinli, yüksek enerjili diyetle hayvanlar şişmanlayabilir. Diyette keskin değişiklikler en aza indirgenmelidir zira sindirim ve metabolik bozukluklara neden olabilir.

Su

Hayvanlar genellikle gereksinimlerine göre; içilebilir, bulaşığı olmayan içme suyunu içmelidir. İçilebilir suyun tanımı ve suyun kalitesi bulunduğu yere göre değişir. pH'sı, sertliği ve mikrobik veya kimyasal bulaşıklık bakımından düzenli aralıklarla izlenmelidir. Özellikle belirli bir yerdeki suyun ve elde edilen sonuçları etkileyebilecek araştırmalarda kullanılacak suyun kalitesinin bilinmesi gereklidir. Protokoller oldukça saflaştırılmış suyu gerektirdiği zaman su, bulaşıkları ortadan kaldırmak veya en aza indirgemek için muamele edilmeli veya saflaştırılmalıdır. Suyun ön işlenmesinde hangi metodun seçileceği dikkatlice düşünülmelidir zira su işlemenin birçok şekli fizyolojik değişikliklere, mikroflora değişikliklerine veya potansiyel olarak deney sonuçlarına etkili olabilir. Örneğin su kaynaklarının klorlanması bazı türler için faydalı fakat diğerleri için toksik olabilir.
Otomatik suluk, içme tüpleri gibi su aletlerinin çalışması, temizliği ve uygunluğu günlük olarak kontrol edilmelidir. Otomatik sulukları kullanabilmeleri hayvanlar için eğitilmelidir. Sulukları doldurmak yerine su şişelerinin değiştirilmesi uygundur zira mikrobiyolojik bulaşma potansiyeli vardır. Şişeler doldurulursa aynı şişe tekrar alındığı kafese takılmalıdır.

Talaş

Hayvan talaşı hayvanın iyiliğini ve deneysel verileri etkileyebilen, kontrol edilebilir çevresel bir koşuldur. Veteriner veya yönetici en uygun talaş malzemesini seçmelidir. Normal veya deneysel koşullarda herhangi bir türe özgü ideal talaş olmayacağı gibi tüm türler için ideal tek bir talaş da yoktur. Örneğin bazı türler için barınma olanağı sağlayan talaş önerilir. Birçok yazar talaşın istenilen özelliklerini tanımlamış ve talaşı değerlendirmişlerdir. Yumuşak ağaç talaşı kullanıldığında; işlem görmemiş yumuşak ağacın tıraş parçaları ve yongalarının bazı protokoller için kontrendike olduğunu çünkü hayvanların metabolizmasını etkileyebildiğini belirtmişlerdir. Sedir ağacının traş parçaları önerilmez zira hepatik mikrozomal enzimleri ve sitotoksite yapan aromatik hidrokarbonları dışarı çıkardığı ve kanser oranını artırdığı bildirilmiştir. Yatak malzemeleri kullanılmadan önce uygulanan ısı, aromatik hidrokarbonların konsantrasyonunu azaltarak bu problemi önleyebilir. Talaş ürünleri sipariş edildiği zaman satıcılar tarafından kullanılan imalat, izleme ve depolama metotları talaş ürünleri sipariş edildiği zaman düşünülmelidir.
Talaş, kontaminasyonu aza indirgeyecek ve kaliteyi devam ettirecek şekilde el arabasında, rafta veya çuvallarda zemin dışında taşınmalı ve depolanmalıdır. Otoklav esnasında talaş nemi emebilir ve sonuç olarak emiciliğini kaybedebilir ve mikroorganizmaların büyümesine neden olabilir. Bundan dolayı uygun kuruma zamanı ve depolama koşulları saptanmalıdır.
Kafes değiştirmeden diğer kafes değişimine kadar hayvanın kuru kalmasını sağlamak için yeterli miktarda talaş kullanılmalıdır; ufak laboratuvar hayvanlarında suluklarla talaşın temasını önlemek gereklidir zira kafese su sızmasına neden olur.

Sağlık Teşkilatı

Sağlık teşkilatı (sağlık koşullarının devam etmesi) uygun talaş değişikliği, temizlik ve dezenfeksiyondur. Temizlik, fazla miktardaki kir ve döküntüleri uzaklaştırır; dezenfeksiyon kabul edilemeyen miktardaki mikroorganizmaları azaltır veya ortadan kaldırır.
Temizlik ve dezenfeksiyonun yoğunluğu ve sıklığını hayvanın normal davranış ve fizyolojik özelliklerine bağlı olarak sağlıklı ortamın oluşması saptamalıdır. Sağlık koşullarının oluşması için uygulamaların sıklığı ve metotları birçok faktöre bağlı olarak değişir:
  • Kapalı alanların tipi, fiziksel özellikleri ve büyüklüğü
  • Hayvanın yaşı, üreme durumu, tipi, sayısı, büyüklüğü
  • Talaş malzemesinin tipi ve kullanımı
  • Sıcaklık ve rölatif nem
  • Sağlığın sürekliliği için gereksinim oluşturan malzemenin cinsi
  • Hayvanın normal fizyolojik ve davranış özellikleri
  • Kapalı alanların kirlenme hızı
Bazı barınma sistemleri veya deneysel protokol, talaş değiştirme sıklığında aseptik işlem veya modifikasyon gibi özel barınma teknikleri gerektirebilir.
Hayvan kokularını maskelemek için önerilen ajanlar, hayvan barınma yerlerinde kullanılmamalıdır. Bu ajanlar sağlık durumunun devamı için yapılan uygulamaların veya uygun ventilasyon koşulunun yerini tutmamalıdır, çünkü hayvanları temel fizyolojik ve metabolik süreçleri değiştiren uçucu bileşiklere maruz bırakırlar.

Talaş Değişimi

Kirlenmiş talaş hayvanların kuru ve temiz kalmasını sağlayacak sıklıkta atılmalı ve temiziyle değiştirilmelidir. Sıklığına araştırmacının görüşüne bağlı olarak hayvan bakımından sorumlu personel karar verir. Aşağıdaki faktörlere bağlıdır:
  • Primer kapalı alanlardaki hayvanların sayısı ve büyüklüğü,
  • Kapalı alanın büyüklüğü,
  • İdrar ve gaita çıkışı,
  • Talaşın ıslaklığı ve görünümü,
  • Deneysel koşullar (örneğin; cerrahi veya halsizlik gibi kafeste hayvanın hareketini veya idrar ve gaitayla kirlenmeyen kafes alanlarına hayvanın gidişini kısıtlayan koşullar)dır.
Talaş değiştirmek için belirlenen kesin minimal bir sıklık yoktur fakat tipik olarak günlükten haftalığa kadar değişebilir. Doğum öncesi ve doğum sonrasında olduğu gibi bazı özel durumlarda talaşı sık değiştirme uygun değildir. Üretimde başarılı olmak için feromonların esas olduğu veya araştırmanın hedefi talaş değişimine izin vermediği durumlarda talaş değişimi yapılmaz.

Primer Alanların Temizliği ve Dezenfeksiyonu

Ağıl veya kümes suyla sık yıkanabilir; deterjan veya dezenfektanların periyodik kullanımı yüzey temizliğini yeterince sağlaması açısından genellikle uygundur. Hayvan atıkları yıkanarak uzaklaştırılıyorsa hiç olmazsa günde bir defa yıkama yapılmalıdır. Hayvanlar yıkama sırasında kuru bir yerde tutulmalıdır. Temizleme zamanı, hayvanların normal davranış ve fizyolojik işleri göz önüne alınarak saptanmalıdır. Örneğin yemek yiyen hayvanlarda gastro-kolik refleks yemeğin tüketiminden oldukça kısa bir süre sonra defekasyona neden olur.
Kafeslerin, kafesliklerin ve ilgili ekipmanın (yemlik, suluk gibi) temizlenme sıklığı kafesin tipine, talaşın tipine, kafeslerin tabanının tel olup olmaması gibi faktörlere bağlıdır. Genellikle kapalı alanlar ve tavanlar en az 2 haftada bir temizlenmelidir. Solid tabanlı kafesler, şişeler ve uçları genellikle haftada en az bir kez temizlik gerektirir. Bazı tip kafes ve kafeslikler daha az sıklıkta yıkanma ve temizlik ister. Bunlar hayvan sayısına göre büyük olan, sık sık talaşı değişen ve özel durumlar için kullanılan kafeslerdir. Bazı kafeslerde(örneğin hayvan sayısı fazla olan) ise temizlik daha sık olmalıdır.
Kobay ve hamster gibi kemirgenlerle tavşanlar yüksek konsantrasyonda protein ve mineral içeren idrar oluştururlar. Bu hayvanların idrarında bulunan protein ve organik bileşikler sıklıkla kafes yüzeyine yapışır ve yıkamadan önce asit solüsyonuyla muamele edilmelidir.
Primer alanlar kimyasallarla, sıcak suyla veya her ikisiyle dezenfekte edilmelidir. Yıkama süresi ve koşulları, bilinen bakterilerin vejetatif formunu ve sağlık koşulunun devamı için uygulanan programla kontrol edilebildiği farz edilen organizmaları öldürmek için yeterli olmalıdır. Sıcak su tek başına kullanıldığı zaman dezenfekte edilen malzemelerin yüzeyinde belirli bir sıcaklığın (kümülatif ısı faktörü) uygulama süresi ve sıcaklık birlikte etki eder. Aynı kümülatif ısı faktörü, kısa bir sürede çok yüksek sıcaklıklara veya daha uzun süre fakat daha düşük sıcaklıklara organizmalar maruz bırakılarak elde edilebilir. Etkin dezenfeksiyon 70-80 °C'ye kadar olan sıcaklıkta suyla yıkama ve çalkalamayla sağlanabilir. Geleneksel olarak suyla çalkalamada 80 °C'lik sıcaklık gereksinimi, tankta veya çeşitli püskürtücülerdeki suyun sıcaklığını gösterir. Deterjanlar ve kimyasal dezenfektanlar sıcak suyun etkinliğini artırır. Ekipman yeniden kullanılmadan önce çalkalanmalıdır.
Sıcak su, deterjan veya dezenfektanlarla kafes ve ekipmanın el ile yıkanması ve dezenfeksiyonu etkilidir fakat dikkatli olmak gereklidir. Artık kimyasalın kalmaması için çalkalama özellikle önemlidir. Ayrıca personelin kendini sıcak su ve kimyasal ajanlardan koruması gereklidir.
Su şişeleri, ucundaki tüpler, tıkaç, yemlik ve ekipmanın diğer küçük parçaları deterjanlarla, sıcak suyla ve mikroorganizmaları parçalayan uygun kimyasal ajanlarla yıkanmalıdır.
Otomatik yıkama sistemi kullanılırsa pisliklerin ve mikroorganizmaların su giderlerinde sorun yaratmaması için sistem uygun kimyasallarla veya fazla suyla yıkama gerektirir. Kimyasal kullanılıyorsa bunu takiben bol miktarda suyla çalkalanmalıdır. Temizleme ve dezenfeksiyon için bilinen metotlar birçok hayvan bakım aletleri için de uygundur. Patojenik mikroorganizmalar veya tanımlanan oldukça fazla miktarda mikrobiyolojik flora varsa temizlik ve dezenfeksiyondan sonra kafesleri ve bununla ilgili aletleri sterilize etmek gereklidir. Güvenlik ve etkinlik açısından sterilizatörlerin ayarı düzenli aralıklarla yapılmalıdır.

Sekonder Alanların Temizliği ve Dezenfeksiyonu

Hayvan odaları, kafes yıkama yerleri, depolar, koridorlar ve hazırlık odaları düzenli olarak temizlenmeli ve olası bulaşıklığın yapısı ve alanın kullanımına uygun sıklıkta dezenfekte edilmelidir.
Temizlik aletleri özgün alanlara tahsis edilmeli, farklı bulaşıklık riskine sahip alanlar arasında taşınmamalıdır. Temizleme malzemeleri düzenli aralıklarla temizlenmeli, aşınmaya dirençli malzemelerden oluşmalı ve yıpranan kısımlar değiştirilmelidir. Temizlik aletleri temiz, bulaşmayı en aza indirecek şekilde düzenli olarak depolanmalıdır.

Hijyenin Etkinliğini Saptama

Hijyen pratiklerini izleme temizleme iş ve protokoluna uygun olmalıdır. Malzemeler öncelikle gözlenmeli, su sıcaklığı ve mikrobiyolojik olarak izlenmelidir. Hayvan kokuları özellikle amonyak kokusu tek başına kriter olarak alınmamalıdır. Talaş değiştirme, kafes yıkama sıklığına karar verme amonyak kokusuna, kafesin görünüşüne, talaşın durumuna ve kafeste barınan hayvan sayısına bağlıdır.

Çöp İmhası

Biyolojik ve tehlikeli çöp düzenli ve güvenli bir şekilde atılmalı ve dezenfekte edilmelidir. Çöpü etkin bir tarzda elden çıkarmak için birçok seçenek vardır. Anlaşmalı, lisanslı, ticari çöp-dökme şirketleri, bir miktar düzenli güvenlik garantisi sağlar. Bir yerde yakma, yasalara uygundur.
Uygun sayıda, üzeri yazılı çöp toplama kapları strajetik olarak uygun yerlere konmalıdır. Büyük çöp kapları sızdırma yapmamalı ve sıkıca örten kapakları olmalıdır. Sinek ve haşerenin olmaması için çöplerin toplandığı yerler olmalıdır. Çöp atılmadan önce soğuk depoda tutuluyorsa etiketlenmiş özel buzdolabı, dondurucu veya soğuk oda kullanılmalıdır.
Tehlikeli çöpler uzaklaştırılmadan önce sterilizasyonla kontrol altına alınmalı veya diğer uygun vasıtalarla güvenli hale getirilmelidir. Radyoaktif atıklar etiketli kaplarda bulundurulmalıdır. Yok edilmeleri için özelleşmiş bir kurumla - "Türkiye Atom Enerjisi Kurumu"- birlikte çalışılmalıdır.
Enfektif hayvan ölüleri bir yerde yakılmalı veya ruhsatlı şirketlerce toplanmalıdır. Bu atıkların paketleme, etiketleme, taşıma ve depolama işlemleri sağlık ve güvenlik kurallarıyla yapılmalıdır.
Toksik, karsinojenik, yanıcı, yakıcı, reaktif veya diğer stabil olmayan tehlikeli çöpler etiketli büyük kaplarda bulundurulmalı, mesleki sağlık ve güvenlik uzmanlarının önerileriyle yok edilmelidir. Bazı durumlarda bu çöpler sıkıştırılmalı ve harmanlanmalıdır.

Haşere Kontrol

Haşere istilasını yok etmek, önlemek veya kontrol etmek için düzenlenmiş programlar hayvan çevresi için ön koşuldur. Kontrol ve izlemenin programı düzenli olarak uygulanmalıdır. İdeal program, binadan haşere barınağını yok etmek ve barınağa haşaratın girişini önlemektir. Bina dışı hayvanlar için haşerelerle ve yırtıcılarla ilişkili potansiyel riski yok etmeli veya en aza indirmelidir. Böcek zehiri araştırma hayvanları için toksik olabilir ve deneysel işlemleri etkileyebilir; gerektiği zaman sadece hayvan alanlarında kullanılmalıdır. Hayvanları böcek zehirine maruz kalacak araştırmacılar böcek zehirini kullanmadan önce danışmalıdır. Böcek zehirinin kullanımı kaydedilmelidir. Mümkünse toksik olmayan haşere kontrolü yapılmalı, amorf silis jeli kullanılmalıdır. Tuzak kullanılırsa insanca olmalıdır; haşereyi yakalamak için kullanılan tuzaklar sık gözlenmeli, ele geçirildikten sonra insanca ötanazi edilmelidir.